2019 Aralık ayı sonlarına Çin’de ortaya çıkan ve dünyanın birçok ülkesine yayılmış olan ve kamuoyunda “coronavirus” olarak bilinen COVID-19 virüsü her gün yüzlerce insana bulaşmakta ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Halihazırda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başta olmak üzere ülkelerin aşı ve tedaviye yönelik çalışmaları henüz kesin bir sonuç vermemiştir.
Yaşanan tüm bu gelişmelerle birlikte konunun hukuki yönden değerlendirilmesi, güncel bir ihtiyaç halini almıştır. Yargıtay’ın 2019 tarihli güncel bir içtihadında iş seyahati esnasında ölümcül bir hastalığın çalışana bulaşması ve sonucunda çalışanın vefatının gerçekleşmesi halinde, bu durumun iş kazası olarak değerlendirileceğine işaret edilmektedir. (Yargıtay 21. H.D. E. 2018/5018, K. 2019/2931, T. 15.04.2019). Bahse konu kararın COVID-19 virüsü yönünden yorumlanması halinde de iş seyahati esnasında, yani çalışanın zamanın tamamının “çalışma” olarak nitelendirildiği dönemde virüsün bulaşması durumunda, hastalık iş kazası olarak değerlendirilebilecek ve iş kazasının olası sonuçlarına göre işveren açısından hukuki sorumluluk söz konusu olabilecektir. Güncel olarak uygulamada görülen ve iş seyahatlerine katılımın çalışanın tercihine bırakılması durumu da hukuki nitelendirmede bir fark yaratmamakta ve işverenin zorlaması olmasa dahi iş seyahatinde bulaşan bir virüs nedeniyle oluşacak sonuçlar iş kazası olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda, yüksek hastalık riskinin mevcut olduğu göz önünde tutularak enfeksiyon ihtimallerini artıracak çalışma aktivitelerinin durdurulması ve iş seyahatlerinin askıya alınması, tesis edilebilecek temel önlemlerden biri haline gelmiştir.
Comments