top of page

DELİL YASAKLARI VE YASAK İFADE ALMA UYGULAMALARI

Ceza muhakemesi hukukunda, yargılama makamının fiilin fail tarafından yapılıp yapılmadığı hususunda, hukuk düzenince kabul edilen vasıtalarla, tam bir kanaate ulaşmasına yönelik faaliyete “ispat” denir. Delil ise somut olayla ilgili olup, ispata yarayan araçların genel adıdır. Yani toplanılan deliller, somut olayı ispat etme vazifesi görerek olayın aydınlanmasına hizmet ederler.


Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeğin araştırılması olup bu çatı altındaki her şey delildir, yani ceza muhakemesi hukukunda delil serbestliği ilkesi geçerlidir. Ancak bu delil serbestliğinin içinde dikkat edilmesi gereken husus delilin hukuka aykırı yollardan temin edilmemiş olması gerekliliğidir. Dolayısıyla ceza muhakemesi hukukunda hukuka uygun olmak kaydıyla ispata yarayan her şey delildir. Hukuka uygunluk halini ise daha teknik bir ifade ile delil yasaklarının ihlal edilmemesi olarak belirtebiliriz.


İlk olarak 1903 yılında Ernst Beling tarafından ortaya atılan delil yasakları kavramı, ceza muhakemesi hukukunda maddi gerçeğin araştırılması prensibinin, tüm diğer esasları kendine tabi kılan en yüksek değer olmadığını ifade eder. Gerçekten de ceza muhakemesi hukukunda maddi gerçeğin bulunması; delil toplanarak kanaate ulaşılması amacıyla insan hakları prensiplerinin göz ardı edilmesini, şüpheli/sanığın iradesinin sakatlanmasını, savunma haklarının unutulmasını haklı kılmaz. Delillerin toplanmasında uyulması gereken kurallardan en önemlisi doğruluk kuralıdır. Bu kural, Anayasamızda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir. Delillerin toplanması esnasında; özel hayatın gizliliğine, savunma haklarının ihlal edilmemesine ve şüpheli/sanığın insanlık onurunu küçültecek muamelelerin yapılmamasına dikkat edilmelidir. Doktrinde ağırlık kazanan görüşe göre suçun topluma verdiği zarar ile delillerin toplanması için uygulanan yöntemlerin topluma verdiği zararlar arasında bir denge kurulması gerektiği, eğer iki zarar birbirine eşitse doğruluk kuralının ihlal edileceğini kabul edilmiştir.


Mevzuatımıza ilk olarak 3842 sayılı CMUK m.135 ile giren ve 5271 sayılı CMK’da m.148 ile kapsamı genişletilerek korunan şüpheli ve sanığın beyanının alınmasında uyulması zorunlu sınırlar belirlenmiştir. Bu sınırlar kolluk görevlileri veya savcının ifade alma, hakimin ise sorgu işlemleri için geçerlidir. Ayrıca bu sınırlamaların, bilgi toplama amacıyla yapılan araştırmalar esnasında yöneltilen öncül soru sormalar için de geçerli olduğu kabul edilmektedir.


Bahsedilen sınırları yani yasak ifade alma ve sorgu yöntemlerini aşağıdaki şekilde gruplandırmak mümkündür:


1) Şüpheli/Sanığın İfadelerini Görmezlikten Gelme Yasağı

Şüpheli veya sanık ifadesini verirken meramını tam olarak anlatma hakkını kullanabilmelidir. Dolayısıyla şüphelinin ifade alma sırasındaki beyanları eksiksiz olarak tutanağa geçirilmelidir.


2) Şüpheli/Sanığın Bedeni Üzerindeki Şiddet Uygulama Yasağı

Şüpheli veya sanığın isnat edilen suçla alakalı belirli tarzda ifadesini almak amacıyla bedenine, dayak atma, elektrik verme, soğuk su dökme ve diğer acı verecek hatta işkenceye varacak uygulamalar kesinlikle yasaktır.


3) Şüpheli/Sanığa Sakinleştirici-Uyuşturucu Madde ve İlaç Verilmesi Yasağı

Şüpheli veya sanığın irade özgürlüğünü etkileyecek bir maddenin kendisine verilerek ifadesinin alınmasına izin verilemez. Şuurunu kaybettirecek seviyede alkol hatta kuvvetli ağrı kesiciler verilmesi de kesinlikle yasaktır.


4) Şüpheli/Sanığın Aşırı Derecede Yorarak İtiraf Alma Yasağı

Şüpheliyi; direnme gücünü kırma amacıyla uykusuz bırakmak, uzun süre yemek veya su verilmemesi veya aralıksız olarak aşırı yorgunluğa sebebiyet verecek düzeyde uzun süre ifadesinin alınarak itiraf elde edilmesi hukuka uygun değildir. Şüpheli aşırı şekilde yorulduysa mutlaka ara verilmeli ve ifadeye öyle devam edilmelidir. Bu durumun suistimal edilmesi halleri istisnai hal olup bu tarz kaçış manevralarını ise dikkate almamak gerekmektedir.


5) Şüpheli/Sanığa İfade Esnasında Başka ve Belirsiz Suçlamalar İsnat Etme Yasağı

Şüpheliye ifade alınan suç kapsamındaki aydınlatma doğru şekilde yapılmalı, isnat edilen suç ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır. Yani şüpheli hangi konuda hangi suça ilişkin olarak ifadesinin alınacağını bilmeli ve yalnızca bu suçla alakalı olarak ifadesi alınmalıdır. Başkaca bir suç şüphesi bulunması halinde ise bunun için ayrıca ifadesinin alınması gereklidir.


6) Şüpheli/Sanığın Geçici Sebeplerle Algılamasını Kaybetmesi Halinden Faydalanma Yasağı

Aşırı derecede bitkin, alkollü ya da uyuşturucu etkisinde olan ve ifade verebilme yeteneğine haiz olmayan şüphelinin bu durumundan faydalanılmamalıdır. Öncelikle bu halin geçmesi beklenmeli ardından ifadeye geçilmelidir.


7) Şüpheli/Sanığa Vaatte Bulunma Yasağı

Söz konusu yasak vaadin bir tuzak veya aldatmayla birleşmesi halinde söz konusu olacaktır. Zira ihtimal dahilinde olan ve kanuna aykırı olmayan sözler problem teşkil etmez. Ancak şüpheliye kanuna aykırı bir menfaat vaat edilemez.


8) Aldatma ve Telkinde Bulunma Yasağı

Şüpheliyi ifade esnasında bilinçli şekilde yanlış düşüncelere sokmak ve şüpheliye belirli ifadeleri verme amacıyla aldatma amacına varacak seviyede kuvvetli telkinlerde bulunmak yasaktır.


9) Bazı Araç ve Tekniklerin Kullanılması Yasağı

Yalan makinesi (poligraf) ve hipnoz uygulamaları bu kapsamda hukuka aykırıdır. Yalan makinesinin insanlık onuruna aykırı olması, hipnoz uygulamalarının ise kötüye kullanma ihtimalleri bulunması sebepleriyle kullanılması yasaktır.


Ayrıca belirtmek gerekir ki; şüphelinin TCK m.148’e aykırı şekilde ifade alma kurallarına aykırılık teşkil edecek şekilde ifadesinin alınması, onun daha sonradan hukuka uygun şekilde ifadesinin alınmasına engel teşkil etmez.

Son Yazılar

Hepsini Gör

TİCARİ ELEKTRONİK İLETİ ve İYS

TİCARİ ELEKTRONİK İLETİ NEDİR? 6563 sayılı “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun” ve “Ticari İletişim ve Ticari Elektronik...

UZAKTAN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

4857 Sayılı İş Kanunu’nda düzenlenen ve iş görme ediminin işyeri dışında yerine getirilmesi ile ilgili 10.03.2021 tarihli ve 31419 sayılı...

Comments


bottom of page